Masal

Vakt-i zamanında, uzak denizlerde yaşayan küçük kırmızı bir balık varmış. Dedelerinin anlattığı hikayelerle büyümüş bu kırmızı balık.

Küçükken kulağa hoş gelirmiş hikayeler ama gün geçtikçe ve kırmızı balık büyüdükçe bu hikayelerin birer masal olduğunu anlamış. Bakmış ki fersahlarca deniz ve içindeki canlılar yalanlar söyleyerek ömürlerini geçiriyorlar..

Küçük kırmızı balık tüm canlılara inancını yitirmiş ve yollara düşmüş. Kimseye güvenmemiş, kimseyi sevmemiş. Çünkü biliyormuş ki; herkes onu uyutmak istiyor. O ise artık uyanmak ve kendi gerçeğini aramak istiyormuş.

Hırçın kırmızı balık her gün yüzebildiği kadar yüzüyor, yorulunca bir kayanın altında yosunlarla üstünü örterek uyuyormuş..

Gel zaman git zaman, küçük kırmızı balık, bir gün var gücüyle yüzerken, bir şeyden kaçtığı hissine kapılmış. Düşünmüş; peki tüm dünya -yani tüm okyanuslar- yalan söylüyorsa nereye kaça bilirmiş?

Belki de masalları anlatanlar da gerçek olmadığını biliyordur; ama çare olmadığı için bununla yaşamaya devam ediyorlardır diye düşünmüş.

Amma ve lakin içindeki gitme isteği o kadar ağır basmış ki, umut etmiş… Onu anlayacak bir balık bulmak adına.. Bir gece dolunay yoluna ışık tutarken, daha önce hiç duymadığı bir ses duymuş. Küçük kırmızı balık sesin geldiği yöne doğru hızla yüzmüş. Bir de ne görsün; kalabalık bir küçük balık sürüsü şarkı söyleyerek yüzüyormuş. Bu şarkı anlayamadığı bir lisanda imiş.

Merak etmiş bu kadar güzel şarkı söylemeyi nereden öğrendiklerini. Şarkının büyüsüne kapılmış ve hemen yanlarına gitmiş..

Şarkının sesi giderek artıyormuş:

Sens au coeur de la nuit

L’onde d’espoir

Ardeur de la vie

Sentier de gloire

Bonheurs enfantins

Trop vite oubliés effacés

Une lumière dorée brille sans fin

Tout au bout du chemin

Küçük kırmızı balık, ayın ışığında, onca küçük balık dans ederken hayretler içinde izliyormuş. Şarkı bitince bir tanesinin yanına gitmiş, birbirlerine çok benzeyen bu iki balık öylece bakakalmışlar birbirlerine. Sonra küçük kırmızı balık sormuş, “Bu şarkıyı nereden öğrendiniz?”.

Karşısındaki küçük balık onu elinden tutup yüzmeye başlamış. Küçük kırmızı balık olan biteni anlayamadan, tüm hızıyla yüzüyormuş. Kaybedecek neyim var ki diye düşünmüş. Birlikte 3 gün 3 gece yüzmüşler sonra küçük balık, kırmızı balığa yüzgeçleriyle sus işareti yapmış. Küçük kırmızı balık o kadar yorgunmuş ki konuşacak halde değilmiş.

Yeni ayın doğduğu bu gecede önce bir ıslık sesi duyulmuş. Ardından küçük kırmızı balığın eskiden dinlediği masalları andıran bir deniz kızı görülmüş. Bir bir deniz kızları belirirken hep bir ağızdan aynı şarkıyı söylüyorlarmış. Küçük balık ona masalların gerçek olabileceğini göstermiş…

Ve ilk kez konuşmuş:

Bazı masallar gerçektir..

Gitmezsen göremezsin

Görmezsen bilemezsin.

Ve inanmazsan yaşayamazsın!..

2 thoughts on “Masal

Çağla Nacir için bir cevap yazın Cevabı iptal et